SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CİHAD VE’S-SİYER

<< 1213 >>

باب: من قاد دابة غيره في الحرب.

52. SAVAŞ SIRASINDA BAŞKASININ ATINI YEDMEK! (YULARINDAN TUTUP KONTROL ETMEK )

 

حدثنا قتيبة: حدثنا سهل بن يوسف، عن شعبة، عن أبي إسحاق: قال رجل للبراء بن عازب رضي الله عنهما: أفررتم عن رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم حنين؟ قال: لكن رسول الله لم يفر، إن هوازن كانوا قوما رماة، وإنا لما لقيناهم حملنا عليهم فانهزموا، فأقبل المسلمون على الغنائم واستقبلونا بالسهام، فأما رسول الله صلى الله عليه وسلم فلم يفر، فلقد رأيته وإنه لعلى بغلته البيضاء، وإن أبا سفيان آخذ بلجامها والنبي صلى الله عليه وسلم يقول: (أنا النبي لا كذب، أنا ابن عبد المطلب).

 

[-2864-] Ebu İshak anlatıyor: Birisi Bera İbn Azib'e gelerek: "Siz Huneyn savaşında Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i bırakıp kaçtınız mı?" diye sorunca Bera şu cevabı verdi: "Fakat Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem asla düşmandan kaçmadı. Hevazin kabilesi okçulukta meşhur idi. Biz onlarla karşı karşıya gelince üzerlerine hücum ettik ve dağılıp geri çekildiler. Bunun üzerine Müslümanlar ganimet toplamaya başladı. Hevazin kabilesinin okçuları da bu fırsatı değerlendirip üzerimize ok yağdırmaya başladılar. Fakat Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kesinlikle savaş meydanından kaçmadı. Bu panik anında Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in beyaz katırının üzerinde öylece durduğunu gördüm. Ebu Süfyan katırın yularım tutuyor, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de şöyle sesleniyordu: "Yalan yok, ben Nebiyim. Ben Abdulmuttalib'in oğlu Muhammed'im. "

 

Tekrar: 2874, 2930, 3042, 4315, 4317

 

Diğer tahric: Müslim Cihâd; Tirmizî, Cihâd

 

 

باب: الركاب والغرز للدابة.

53. DEMİR VEYA DERİDEN OLAN ÜZENGİ

 

حدثنا عبيد بن إسماعيل: عن أبي أسامة، عن عبيد الله، عن نافع، عن ابن عمر رضي الله عنهما،  عن النبي صلى الله عليه وسلم: أنه كان إذا أدخل رجله في الغرز، واستوت به ناقته قائمة، أهل من عند مسجد ذي الحليفة.

 

[-2865-] Abdullah İbn Ömer'in naklettiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Zülhuleyfe mescidinde iken ayağını deve eğerinin üzengisine koyup bindikten sonra deve tam olarak doğrulunca yüksek sesle telbiye getirmeye başlardı.

 

 

باب: ركوب الفرس العري.

54. EĞERSİZ AT’A BİNMEK

 

حدثنا عمرو بن عون: حدثنا حماد، عن ثابت، عن أنس رضي الله عنه:

 استقبلهم النبي صلى الله عليه وسلم على فرس عري، ما عليه سرج، في عنقه سيف.

 

[-2866-] Enes İbn Malik'in naklettiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir defasında boynuna kılıcını asmış ve eğersiz bir at'a binerek ashabının karşısına çıkmıştır.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu rivayet Resulullah’ın (s.a.v.) ne kadar mütevazi bir Nebi olduğunu gösterdiği gibi çok iyi bir binid olduğuna da işaret etmektedir. Çünkü eğersiz bir ata binmek her babayiğidin harcı değildir; bunu ancak çok iyi binidier yapabilir. Bu rivayet savaşa veya olağanüstü durumlara hazırlıklı olmak için ata binerek antrenman yapmanın gerekliliğine de işaret eder.

 

 

باب: الفرس القطوف.

55. HIZLI KOŞAMAYAN AT

 

(Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Bindikten Sonra Fırtına Gibi Esmeye Başlamıştır)

 

حدثنا عبد الأعلى بن حماد: حدثنا يزيد بن زريع: حدثنا سعيد، عن قتادة، عن أنس بن مالك رضي الله عنه: أن أهل المدينة فزعوا مرة، فركب النبي صلى الله عليه وسلم فرسا لأبي طلحة كان يقطف، أو كان فيه قطاف، فلما رجع قال: (وجدنا فرسكم هذا بحرا). فكان بعد ذلك لا يجارى.

 

[-2867-] Enes İbn Malik anlatıyor: "Bir defasında Medıneliler içlerine korku salan bir gürültü duydular. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu Talha’nın pek de hızlı olmayan atına atlayıp olayı araştırmaya koştu. Geri dönünce şöyle buyurdu: "Sizin bu atınız fırtına gibi esiyor!" Ebu Talha'nın bu atını daha sonra geçebilen bir at olmadı."

 

 

AÇIKLAMA:     Bu rivayet Resulullah'ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem bereketine ve mucizesine işaret etmektedir. Çünkü çok yavaş olan bir at, o bindiktensonra geçilmez bir hayvan olmuştur.